Kıskançlık Nasıl Ortaya Çıkarılır? Duyguların Derinliklerine Yolculuk
İstanbul’da yaşıyorum, 27 yaşımdayım ve gündüzleri ofiste çalışıyorum. Akşamları ise bu bloga yazıyorum. Son günlerde bir duygu var ki, içimde garip bir şekilde yankı yapıyor. Kıskanmak… Hani, herkesin bildiği, ama kimsenin tam olarak üzerine konuşmak istemediği bir duygu. Bugün, kıskanmak nasıl bir şeydir, kıskanmak nasıl ortaya çıkar diye biraz kafa yormak istiyorum. Gerçekten de bu duygu, insana nasıl sızar? Ne zaman, nasıl ortaya çıkar? Ve en önemlisi, kıskanmak neden bir duygudan çok, bir düşünce haline gelir? Bu yazıda, tüm bu sorulara birlikte bakmaya çalışacağım.
1. Kıskanmak Ne Demek? Duyguların İlk Başlangıcı
Öncelikle, kıskanmanın tanımını yapalım. Kıskanmak, başkalarının sahip olduğu bir şeyi ya da bir durumu kendi hayatında eksik hissetmek olarak özetlenebilir. İnsanlar bazen kıskanmakla “çekememek” arasında kararsız kalırlar. Birinin sahip olduğu bir şeyi almayı istemek ile o şeyi yalnızca sahip olduğu için huzursuzluk duymak, gerçekten ince bir çizgi. Kıskanmak, genellikle bir yetersizlik hissiyle gelir; eksik olan bir şeyin farkına varmak, işte o an kıskanma duygusu kendini hissettirir.
Mesela ben bir sabah ofiste, en yakın arkadaşım Zeynep’in yeni aldığı arabasına bakarken fark ettim: “Neden ben böyle bir arabaya sahip değilim?” Durduk yere, Zeynep’in arabasına bakarken içimde bir his uyanmaya başladı. “Ben de hak etmedim mi bunu?” İşte, kıskanmak tam da bu noktada başlıyor. Zeynep’in başarısı, kendimde eksik bir şey olduğunu düşündürmeye başladı ve o an, kıskançlık duygusu benimleydi. “Zeynep neden daha hızlı ilerliyor, ben neden bu kadar gerideyim?” diye düşündüm. Yavaşça, kıskanmanın tohumları atılmış oldu.
2. Kıskanmak Neden Ortaya Çıkar?
Kıskanmak, insanın içindeki güvensizlikleri, korkuları ve bazen kaybetme korkusunu tetikleyen bir duygudur. Benim kıskanma anımda da olduğu gibi, çoğu zaman kıskançlık, bir şeyi kaybetme korkusuyla başlar. İnsanlar bazen fark etmeden, sahip oldukları şeylerin değerini kaybetme korkusuyla karşılaşıyorlar. Kendi hayatımda, başkalarının başarılarını ya da sahip olduklarını gördüğümde, bazen “bu kadarını ben de yapabilirdim” diye düşünüyorum. Ama asıl mesele burada, kıskanmanın kaybolan bir şeyin yerine gelen bir boşluk oluşturmasıdır.
Bir zamanlar, eski sevgilimle ilişkimizde yaşadığım kıskanma duygusu da bu şekilde başladı. O, eski arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirmeye başladı. Benim gözümde, bir şeyler eksik olmaya başlamıştı. Başkalarının zamanını ona ayırması, beni değersiz hissettirmeye başladı. O an hissettiğim, tamamen kaybetme korkusuydu. Kıskanmak, aslında duygusal bir güvenli alanın kaybolmasından doğuyor.
3. Kıskanmanın Günümüzdeki Yeri
Bugün, kıskanmak daha da görünür hale gelmiş durumda. Sosyal medya, kıskanmanın hızla yayıldığı bir platform oldu. Herkesin en iyi versiyonunu gösterdiği bu platformlarda, bir başkasının hayatını kıskanmak, geçmişe göre çok daha kolay. Ben de Instagram’da her gün gördüğüm o tatlı tatlı paylaşımlara, gezilere, yeni alınan telefonlara bakarken bazen kendimi “acaba daha mı fazla çalışmalıyım?” diye sorgularken buluyorum. Kıskanmak, modern dünyanın bir yan etkisi gibi. İnsanlar sürekli karşılaştırma yapıyorlar ve bu da kıskanmayı körüklüyor.
Mesela geçen gün, eski bir arkadaşımın Instagram’daki fotoğrafına denk geldim. O, yeni bir işe girmişti ve başarılı görünüyordu. “Ben neden hala bu kadar mücadele ediyorum?” diye düşündüm. İşte o an, kıskanma duygusu hemen devreye girdi. “Bunu ben de yapabilirim, ben de daha fazlasını hak ediyorum” dedim içimden. Bazen kıskanmak, sana bir motivasyon da verebiliyor aslında, ama bazen de sadece içindeki boşluğu daha da derinleştiriyor.
4. Kıskanmak Gelecekte Ne Hissiyatlara Yol Açar?
Kıskanmak kısa vadede insanı huzursuz etse de, uzun vadede hayatımıza daha büyük etkiler yaratabilir. Sürekli kıskanmak, düşük özgüvenin bir belirtisi olabilir. İnsanlar bir şeylere sahip olmanın ya da başkalarına benzemek istemenin, kendilerini daha değerli kılacağına inanabilirler. Ama bir noktada, bu kıskanma duygusu yerini tatminsizlik ve huzursuzluğa bırakabilir. Çünkü “sürekli daha fazlasını istemek” insana asla huzur getirmez.
Kıskanmanın gelecekteki etkileri üzerine düşünürken, gerçekten de insanın kendisini tanıması ve kıskançlık duygusuyla barışması gerektiğini fark ettim. Bir insanın başkalarına kıskanarak yaklaşması, sadece kendisine zarar verir. Bunu fark etmek, insanın içsel huzurunu bulmasına da yardımcı olabilir. Bu yüzden, kıskanmak bir yere kadar doğal bir duygu olabilir, ancak bunun sınırlarını anlamak, bu duygunun etkilerini azaltabilir.
Sonuçta, kıskanmak… Nasıl ortaya çıkar?
Aslında kıskanmak, bir yetersizlik hissiyle başlar. Ne zaman bir şeyler eksik hissederseniz, o zaman kıskanmak kendini hissettirir. Kıskanmak, kaybetme korkusuyla, güvensizlikle ve bazen de başkalarının başarılarına duyduğumuz hayranlıkla ortaya çıkar. Ama unutmayalım, her duygu bir yansıma, bir tecrübe, bir ders. Kıskanmak da bir duygudur, ama ona aşırı takılmak, hayatınızı etkileyebilir. Kıskanmanın peşinden gitmektense, o duygunun kökenine inmek, anlamak belki de en iyi yol.